Penis ucunda veya gövdesinde ortaya çıkan kaşıntı, şişlik gibi durumlarda penis kanseri olup olmadığı sorusu akıllara gelir. Penis kanserinin, cinsel organ kanserleri arasında en az rastlanılan türü olmasına rağmen risk faktörlerine sahip olan hastalarda 100 binde 1 oranında rastlanabilmektedir. Genellikle penis ve çevresinde yer alan lenf dokularını etkileyen penis kanseri, diğer tüm kanser türlerinde olduğu gibi erken tanı sayesinde iyileşebilecek hastalıklardan biridir.
Yaygın fiziksel belirtileri sayesinde kısa sürede tespit edilebilen penis kanserinin tedavisi ve takibi yapıldığı takdirde hastaların yaşam kalitesi korunabilmektedir. Bu nedenle bireylerin öncelikli olarak penis kanserinin neden oluştuğu, risk faktörlerinin neler olduğu ve hangi belirtilerle ortaya çıktığı konusunda bilgi sahibi olmaları oldukça önemlidir.
Penis kanseri; Penis ve penis çevresinde yer alan erkek cinsel organlarının (testis gibi) etkilendiği bir kanser türüdür. Cinsel organlarda görülen kanser türleri arasında en az görülen kanserin penis kanseri olduğu bilinmektedir. Penis kanseri, cilt dokusunda ya da penis içerisinde gelişir. Peniste bulunan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi ve sağlıklı hücreleri baskılaması, penis kanserinin oluşmasına neden olmaktadır. Kanserin ortaya çıkma nedeni tam olarak tespit edilemese de sünnetsiz olmak, HIV taşıyıcısı olmak gibi risk faktörlerinin önemli oranda etkili olduğu görülmüştür. Yaygın olarak deri üzerinde bulunan yassı (skuamöz) hücrelerde kanserleşme görülür. Penisin cilt yüzeyinde gelişen kanserlere, cinsel organ cilt kanseri de denebilmektedir.
Penis kanseri görülme oranı: Son yıllarda yapılan araştırmalarda penis kanserinin gelir düzeyi düşük ülkelerde, diğer ülkelere oranla daha sık rastlandığı görülmüştür. 2018 yılında ABD’de yapılan bir araştırmaya göre 100 bin erkekten birinde penis kanserine rastlandığı, bu rakamın ise erkeklerde görülen kanserlerin yalnızca %1’ini oluşturduğu ortaya çıkarılmıştır.
Erkeklerde nadir görülen cinsel organ kanserlerinden penis kanserinin neden oluştuğu konusunda net bir kanıya varılamasa da kanserin belirtileri, erken teşhis edilmesinde en büyük rol oynayan etkendir. Penis kanseri çoğunlukla 60 yaş ve üzeri kişilerde görülmektedir ancak nadiren de olsa daha genç bireylerde görülme ihtimali bulunmaktadır. Penis kanseri erken fiziksel belirtileri sayesinde teşhisi kolay kanser türlerinden biridir. Belirtiler çoğunluk penis ucunda ve gövdesinde ortaya çıkar. Penis kanseri belirtilerinin görüldüğü hastaların, en kısa sürede uzman bir üroloğa başvurması, kanserin ilerlemeden tedavi edilmesi için oldukça önemlidir.
Penis kanseri belirtileri;
Penis üzerinde veya içinde gelişen penis kanseri, cinsel organda görülen nadir kanserlerden biridir. Yaygın kanserlerden olmadığı için fiziksel belirtileri dışında kanserin oluşumunda etkili olan faktörlerin bilgisi de oldukça kısıtlıdır. Hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalarak mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkan kanserde, olası risk faktörlerinin etkili olduğu düşünülmektedir.
Penis kanseri oluşumu ile ilgili çalışmalar günümüzde halen devam etmektedir. Belirlenen risk faktörleri arasında sünnetsiz olmak, sigara kullanımı, HIV ile enfekte olmak, HPV enfeksiyonu, sigara içmek ve 65 yaş üzerinde olmak yer almaktadır. Ancak bu risk faktörlerinin varlığı, kişinin penis kanseri olacağı anlamına gelmez. Bu etkenler, penis kanserine yakalanan hastalarda karşılaşılan faktörler olduğu için risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Penis kanserinin hangi sebeplerle ortaya çıktığı konusunda henüz kesin bir kanıya varılmamıştır. Ancak penis kanserinin öncü lezyonları (siğil, yara ve kabuklanmalar) ile kanser oluşumunda risk faktörlerinin etkili olduğu görülmüştür. Penis kanserinin genellikle sünnetsiz erkeklerde ortaya çıktığı bilinmektedir. Vücut sıvılarının sünnet derisinde sıkışıp birikmesi ya da bireyin sünnet derisinin temizliğine önem göstermemesi penis kanserini arttırmaktadır.
Sünnet faktörünün yanı sıra HIV ya da HPV ile enfekte olan hastalarda penis kanseri görülmektedir. Penis kanserinin belirtileri arasında yer alan genital siğiller, HPV kaynaklı olduğu için kanserde bu virüsün etkili olduğu düşünülmektedir. Tüm bu risk faktörlerinin yanı sıra sigara kullanımı diğer kanserlerde olduğu gibi penis kanserinde de hücrelerin kanserleşmesinde önemli bir etken olarak kabul edilmektedir.
Penis kanseri hem penis üzerinde hem de içerisinde gelişebilen bir kanserdir. En yaygın penis kanseri, deri hücreleri üzerinde ortaya çıkar. Skuamöz (yassı) hücrelerde görülen kanser, genellikle penis ucunda ya da gövdesinde görülür. Skuamöz hücreli kanserler, yavaş yayılan ve çoğunlukla erken evrelerde tespit edilen kanserlerdir. Erken teşhis edilebilen kanser, tedaviye de hızlı bir şekilde yanıt verir.
Penis kanserlerinde nadiren de olsa bağ dokusunu, kasları ya da ter bezlerini etkileyen kanser hücreleri görülebilmektedir. Bu tip penis kanserlerinin ilerleme hızı Skuamöz hücreli kanser gibi yavaş olsa da belirtilerinin daha geç ortaya çıkması nedeni ile daha geç teşhis edilebilmektedir.
Penis kanseri fiziksel belirtiler ile ortaya çıkan bir kanser türü olduğu için teşhisi de bu belirtiler üzerinden değerlendirilir. Kanserin ilk evrelerinde dahi bu belirtiler oluştuğu için genellikle erken teşhis ile ortaya çıkmaktadır. Penis kanserinde ilk olarak hastanın fizik muayenesi yapılır. Hastanın öyküsü dinlendikten sonra doktor tarafından penisin dokusu gözlemlenir. İnceleme sırasında hastanın penisinin yanı sıra lenf dokularında herhangi bir şişme olup olmadığı kontrol edilir. Doktor, fiziki muayene sırasında şüpheli bir durum ya da fiziksel bir belirti görür ise hastadan doku örneği alabilir. Bu doku örneği incelenmek istenen oluşumun boyutuna göre değişiklik gösterebilir.
Küçük bir doku ise insizyonel biyopsi yapılırken, lezyonun tamamının çıkarılacağı durumlarda eksizyonel biyopsi uygulanır. Eğer lenf düğümlerinde şüpheli bir durum var ise hastanın lenf düğümlerinden lenf nodu biyopsisi ile doku örneği alınır. Alınan dokular patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir. Doktor gerek duyar ise ek olarak ultrason ve tomografi ile penisi görüntüleyebilir.
Penis kanserinde etkili olduğu düşünülen risk faktörleri arasında HPV enfeksiyonunun varlığı yer almaktadır. Genital bölge ve çevresinde ortaya çıkan kanserlerin çoğunluğunda Human Papilloma Virüsü’ne rastlanmaktadır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biri olarak kabul edilen HPV, genital siğil belirtileri ile ortaya çıkmaktadır. Yüksek riskli HPV tiplerinde (HPV 16, HPV 18) kanserleşme oranının yüksek olduğu bilinmektedir.
Yapılan araştırmalarda penis kanseri olan hastaların %30-50’sinde HPV’ye rastlandığı görülmüştür. 2009 yılında 1446 penis kanseri hastasına yapılan değerlendirme sonucunda, hastaların %60’ında HPV 16 ve %13’ünde HPV 18 tipine rastlanmıştır. Bu nedenle HPV’nin penis kanseri için risk faktörü olduğu kabul edilmektedir.
Penis kanserinde uygulanacak tedavi, hastanın kanserinin hangi evrede olduğuna ve kötü huylu hücrelerin yaygınlık derecesine bağlı olarak belirlenir. Bazı hastalarda kanserli doku küçük ise o bölgeye lazer tedavisi, ilaçlı kremler ya da Kriyoterapi (dondurma) gibi tedavi yöntemleri uygulanabilir. Sünnetsiz hastalarda, sünnet derisi dokusunda kanserleşme görüldü ise hasta sünnet edilebilir veya etkilenen cilt katmanları cerrahi müdahale ile alınabilir.
Penis kanseri ileri aşamaya geldiyse, hastaya daha kapsamlı ve sistematik bir tedavi uygulanır. Penektomi adı verilen penisin belli bir bölümünün ya da tamamının çıkarılması işlemi, nadir uygulanan tedaviler arasında yer alır. İleri seviye penis kanserlerinde ise yaygın olarak kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanır.
Makalenin Yazarı: Jin. Op. Dr. Korkut Arslan
HPV Genital Siğil Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre sunduğumuz hizmet ile ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.
Gizlilik İlkesiHPV Genital Siğil Konusunda Bilgi Alın