Genital bölge ve çevresinde oluşan siğiller ile tanınan HPV, herhangi bir lezyon belirtisi görmeden vücuttan atılabilir ya da kuluçkada kalarak yıllar sonra ortaya çıkabilir. Rahim ağzı (Serviks) kanserinin temel nedeni olarak kabul edilen HPV, yer yaştan bireyin kapabileceği bir bulaşıcı hastalıktır. Özellikle son yıllarda rahim ağzı kanseri oranında özlemlenen artışın erken yaşta kapılan HPV enfeksiyonu ile bağlantılı olduğu tespit edilmiştir.
HPV, vücutta ortaya çıkarttığı hücresel bozukluklar nedeni ile rahim ağzı kanserine neden olmaktadır. Ergenlerde görülen HPV enfeksiyonu, ileride doğabilecek rahim ağzı kanseri gibi ciddi hastalıklarda büyük rol oynamaktadır. Bu nedenle 14-20 yaş arasındaki ergenlerin ve 21-24 yaş arasındaki gençlerin HPV hakkında bilinçlendirilmeleri ve HPV aşılarının mutlaka yapılması gerekmektedir.
Genital bölge ve çevresinde ortaya çıkan siğiller ile fark edilen HPV, 200’den fazla türe sahip bulaşıcı bir virüstür. Vücuttan atılması için herhangi bir tedavi uygulanamayan virüs, genellikle 2 yıl içerisinde kendi kendine vücuttan temizlenir. Ancak HPV 16 ve HPV 18 gibi yüksek riskli tiplerinde, ilerleyen yıllarda rahim ağzı kanseri görülme olasılığı yüksektir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda 25 yaş altı bireylerde HPV enfeksiyonunun daha etkili olduğu görülmüştür. Bunun nedenleri arasında bireyin ilk adet olduğu dönem, cinsel ilişki başlangıç yaşı ve ilk doğum yaşı gibi etkiler yer alıyor. Serviks (rahim ağzı) ile vajina dokusu arasında yer alan bölge, iki farklı hücreye sahip önemli bir kesişim bölgesidir. Her iki dokudaki hücrelerin yapısı oldukça farklıdır ve her daim birbirleri ile mücadele halindedirler.
Özellikle adet döngüsüne giren genç kızlarda ‘’Transformasyon Zonu’’ adı verilen bu kesişim bölgesinde yüksek oranda hücresel değişimler meydana gelir. HPV enfeksiyonu en çok bu metaplazik hücre olarak da bilinen karmaşık hücrelere tutunmayı sever. Bu nedenle erken yaşta cinsel temas yaşayan kızlarda HPV enfeksiyonu görülme oranı daha yüksektir. Adet gördükten sonraki ilk 1 yıl içerisinde aktif cinsel yaşamı başlayan bireylerin rahim ağzı kanserine yakalanma oranının 26 kat arttığı görülmüştür.
25 yaş altı bireylerde HPV kaynaklı rahim ağzı öncüsü lezyonları görülebilmektedir. Bu tip hastalarda öncelikli olarak hastanın talebi ve önceki deneyimleri dinlenir. Hastaya daha önce birçok kez genital siğil tedavisi gibi yöntemler uygulanmış ancak başarısız olunmuş ise var olan kanser öncüsü lezyonlar cerrahi yöntem ile temizlenebilir. Burada hastanın başvurduğu doktorun ve hastanenin ekipmanlarının koşullarının da etkisi bulunur.
Uzman jinekologlar genellikle hastaya kolposkopi ile tarama yaptıktan sonra var olan durum üzerine tedavi uygulamayı seçer. Rahim ağzı öncüsü lezyonlara karşı uygulanan 6 farklı yöntem bulunur. Bunlar; Koterizasyon (yakma), Kriyoterapi (dondurma), Cerrahi, Lazer, Radyofrekans ve ilaç tedavisidir. Her doktor kendine göre oluşturduğu takip ve tedavi ile hastalarının en iyi sonucu alması için gerekli yöntemleri uygular.
HPV aşısı ülkemizde ‘’Rahim ağzı kanseri aşısı’’ olarak tanınsa da bu oldukça yanlış bir bilgidir. HPV aşıları rahim ağzı kanserinin iyileşmesini sağlayan bir aşı değildir. Rahim ağzı kanseri oluşumunda etkin rol oynayan HPV’nin bulaşmasını önlemek için uygulanır. HPV çoğunlukla cinsel temas yolu ile bulaşan bir virüs olduğu için aşının da erişkin ve cinsel hayatı bulunan kadınlarda yapılması gerektiği düşünülür ancak tam tersi bir durum söz konusudur. HPV aşısının uygulanması hedeflenen ana kitle ergen bireylerdir. HPV aşısının öncelikli olarak henüz aktif cinsel yaşamı başlamamış ergenlerde uygulanması gerekir.
Yapılan araştırmalar sonucunda 15 yaşından küçük kişilerde 2 doz HPV aşısının korunma için yeterli olduğu görülmüştür. Bu dönemde yapılan HPV aşıları aynı zamanda genital siğil görülme oranında da oldukça ciddi düşüşlere neden olmuştur. Avusturya’da yapılan araştırma sonucunda 15 yaş altındaki HPV aşısı olan bireylerde rahim ağzı kanseri görülme oranının %83 oranında düştüğü gözlemlenmiştir. Bu nedenle ergenlerde yapılan HPV aşısı, ileri dönemlerde oluşacak riskli kanser türlerine karşı oldukça etkili bir aşı olarak kabul edilmektedir.
Yaygın bulaşıcı hastalıklarından biri haline gelen HPV enfeksiyonu, aşılanma olmadığı takdirde her yaştan insana bulaşabilen bir virüstür. Günümüzde HPV’nin vücuttan atılabilmesi için herhangi bir tedavi yöntemi yoktur. Uygulanan tedaviler yalnızca HPV’nin neden olduğu lezyonlara yöneliktir. HPV’nin son yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda vücuda girdikten sonraki 6 ile 24 ay içerisinde vücuttan atıldığı görülmüştür. Ancak bazı hastalarda HPV vücutta farklı hastalıklara yol açabilmektedir. Özellikle HPV 16 ve 18 tiplerinin rahim ağzı kanserinde etkili olan virüs olarak kabul edilir. Bu nedenle HPV enfeksiyonundan korunmak, ileride ortaya çıkabilecek hastalıkları önlemek adına oldukça önemlidir.
HPV enfeksiyonunun neden olabileceği hastalıklar;
Makalenin Yazarı: Jin. Op. Dr. Korkut Arslan
HPV Genital Siğil Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre sunduğumuz hizmet ile ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.
Gizlilik İlkesiHPV Genital Siğil Konusunda Bilgi Alın