Günümüzün en yaygın bulaşıcı hastalıklarından biri olarak karşımıza çıkan uçuk hastalığı, deri üzerinde oluşturduğu lezyonlar ile kendini belli eder. Herpes Simpleks hastalığı olarak da bilinen enfeksiyonun, deri teması, cinsel ilişki veya ortak eşya kullanımı ile bulaştığı bilinmektedir. Ağız ve dudak çevresi, genital bölge ve sinir uçlarında ortaya çıkan uçuklar, çoğu zaman ağrısız ve sancısız olsa da hastaların günlük yaşantısını etkilemektedir.
Uçuğa neden Herpes Simpleks virüsünün kolay bulaşabilme özelliği nedeni ile toplumun çoğunluğunun virüs ile enfekte olduğu bilinir. Ancak uçuk hastalığı çoğu kişide belirti göstermediği için, hastalar virüs ile enfekte olduğunu bilmeden yaşamlarına devam eder. Bu nedenle hastalığın yaygınlığını belirlemek oldukça zordur. Deri üzerinde uçuğa neden olan Herpes Simpleks virüsünün sekiz tipi olduğu bilinmektedir. Ancak günümüzde yaygın olarak üç türüne rastlanmaktadır.
Herpes Simpleks virüsünün neden olduğu uçuklar, deri üzerinde küçük ve içi su dolu kabarcıklar ile ortaya çıkar. Herpes Simpleks virüsünün bulaşma oranı oldukça yüksek olduğu için günümüzde hastalığın ilk ortaya çıkışının 20 yaşından önce olduğu tahmin edilmektedir. Cilt ve mukoza üzerinde görülebilen uçuk hastalığı çoğu zaman önemsiz gibi gözükse de genital bölgede ve sinir uçlarında ortaya çıkan virüs tipleri ile hastaların yaşam koşullarını etkileyebilmektedir. Herpes Simpleks virüsü belirtileri arasında en sık görüleni yanma hissidir.
Enfekte olunan virüsün tipine göre uçuğun ortaya çıktığı bölge değişse de genellikle aynı belirti ve şikayetler ile ortaya çıkar. Uçuğun çıktığı bölgede yanma, kaşıntı ya da ağrı olabilir. Bazı hastalarda ateş, kas ağrısı, ağız içi kabarcıkları ve boğaz ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Genital bölgede ortaya çıkan uçuklarda ise cinsel ilişki sırasında yanma ve kanama gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Deri üzerinde içi su dolu kabarcıkların oluşumuna neden olan Herpes Simpleks virüsünün yaygın olarak görülen üç farklı tipi bulunur. Bu tipler arasında en sık karşılaşılan tür HSV-1 virüsüdür. HSV-1 virüsü ağız içi, dudak ve burun çevresinde uçuk oluşumuna neden olur ve viral hastalıklar arasında en çok HSV-1 virüsüne rastlanır. Herpes Simpleks virüsünün bir diğer tipi olan HSV-2 ise çoğunlukla genital bölge ve çevresinde ortaya çıkar. Ancak bazı HSV-2 hastalarında hem ağız hem de genital bölge ve çevresinde uçuk oluşumları görülebilmektedir.
HSV- 3 tipi ise diğer uçuklarda görülen fiziksel belirtilerden farklı seyreder. Zona olarak bilinen hastalığa yol açan HSV-3 tipi, vücudun sinirlerine yerleşerek ağrılı ve sancılı belirtiler ile ortaya çıkabilir. HSV-3 tipinin neden olduğu Zona hastalığında küçük, içi sıvı dolu deri lezyonları yerine daha çok kızarma, batma ve yanma belirtilerinin olduğu uçuklar ortaya çıkar.
HSV ile enfekte olan hastalarda uçuk belirtileri genellikle 2 gün ile 2 hafta içerisinde ortaya çıksa da bu süre bazı hastalarda uzayabilir. Ağız ve burun bölgesinde ortaya çıkan HSV-1 virüs tipinin neden olduğu uçuklar, içi su dolu küçük kabarcıklar şeklinde ortaya çıkar. Bu kabarcıkların üzeri açılarak sulu ve kabuklu bir hal alır. Sarı ya da beyaz renkli kabuklar zaman içerisinde kahverengine döner. Kahverengi kabuk kendi kendine döküldükten sonra deri üzerinde herhangi bir iz kalmaz.
Genital bölge ve çevresinde uçuğa neden olan HSV-2 tipi, kadınlarda kasık, vajina içi, vajina dudakları, anüs ve çevresinde uçuklara yol açarken erkeklerde ise penis ucu, penis gövdesi, makat ve kasık bölgesinde uçuğa neden olabilir. Herpes Genitalis olarak da bilinen genital bölge uçukları yanma ve kaşıntı hissinin yanı sıra kanamalara da neden olabilir.
Uçuk hastalığı, Herpes Simpleks virüsünün neden olduğu viral bir hastalıktır. Bireylerin yaşamları boyunca bir kez de olsa mutlaka HSV ile enfekte olduğu düşünülür. Deri üzerindeki çatlaklardan ya da mukozadan vücuda girebilen virüs, sinir dokularına tutunarak vücutta ilerler. Vücuda girdikten sonra mukozada ya da deri içerisinde uçuk lezyonu oluşumuna neden olan virüs, genellikle vücut içerisinde ölmeden uyku durumuna geçer.
Yapılan tedavi yöntemleri de uçuğa neden olan virüsün harekete geçmemesi için uygulanır. Ancak bazı hastalarda bağışıklığın düşmesi, korku ve stres gibi durumlarda uçuklar yeniden ortaya çıkabilir. Herpes Simpleks virüsünün bulaşması için temas yolu yeterlidir. Cinsel birliktelik, öpüşmek, virüs taşıyan kişi ile aynı bardaktan su içmek ya da aynı havluyu kullanmak gibi temaslar ile bulaşır.
Herpes Simpleks virüsünün HSV-2 tipinin neden olduğu genital bölge uçukları, cinsel yolla bulaşan viral hastalıklar arasında yer alır. Vajinanın iç kısmı ve dudaklar, rahim ağzı, anal bölge, penis ve penis ucunda görülebilen genital uçuklar bazı hastalarda kendini fark ettirmeden iyileşse de bazı hastalarda yanma, kaşıntı ya da cinsel ilişki sırasında oluşan kanamalar ile kendini belli eder. HSV hastalığı için tensel temas yeterli olduğu için HSV hastalığının görülme oranı oldukça yüksektir.
Hastada cinsel yolla bulaşan bir HSV-2 tipi var ise diğer cinsel hastalıkların da varlığının araştırılması gerekebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bir çoğunda olduğu gibi HSV-2 virüs tipi ile enfekte olan hastalara başka cinsel hastalıkların bulaşma ihtimali göz önünde bulundurulur. Bu nedenle genital bölge ve çevresinde uçuk şikâyeti ile doktora başvuran hastaların, daha tehlikeli olabilecek cinsel hastalıklara (AİDS, Sifiliz vb.) sahip olup olmadığı araştırılmalıdır.
HSV enfeksiyonu günümüzün en yaygın viral hastalıklarından biri olduğu için net bir tarama yapılması oldukça zordur. Bebeklikten itibaren görülebilen dudak, ağız uçukları ve ilerleyen yaşlarda görülen genital uçuklar, toplumun yaşamının birer parçası haline gelmiştir. İlaçlar sayesinde kısa sürede ve kolay tedavi edilebilen uçuklar nedeni ile doktora başvuran hasta sayısının az olması da HSV ile enfekte bireylerin oranını ölçmeyi zorlaştırmaktadır.
Ülkemizde HSV ile ilgili net bir tarama çalışması olmasa da enfekte hasta oranının %30’larda olduğu tahmin edilmektedir. HSV-1 enfeksiyonu temas ile kolayca bulaşabildiği için risk faktörleri konusunda belli bir sınırlama yoktur. Temas olan her alandan virüs kolayca bulaşabilir. Ancak genital bölgede uçuk oluşumlarına neden olan HSV-2 enfeksiyonuna karşı risk faktörleri göz önünde bulundurularak enfeksiyona karşı önlemler alınabilir.
HSV-2 Enfeksiyonuna Yakalanmada Risk Faktörleri
Gebelikte geçirilen HSV enfeksiyonunun ciddi sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarılar olsa da konu ile alakalı henüz yeterli bilimsel veri ortaya çıkmamıştır. Ancak ağırlıklı olarak önemli olan sürecin gebeliğin ilk üç ayında olduğu düşünülür. Gebeliğin ilk üç ayında fetüse zarar verebilecek enfeksiyonun sonuçları ultrasonla tespit edilemeyeceğinden hamileliğin ilk süreçlerinde gebenin herhangi bir enfeksiyon taşıyıp taşımadığına dair test yapılarak taranması gerekir. Gebenin aktif bir enfeksiyonu var ise bazı durumlarda gebeliğin sonlandırılması ihtimali düşünülebilir.
Ancak gebe, daha önceden HSV enfeksiyonu geçirmiş ve virüse karşı bağışıklık kazanmış ise böyle bir tehlike ortaya çıkmaz. Aktif HSV enfeksiyonu olan gebelerde uygulanan tedavi yöntemleri virüse karşı yapılan tedaviden daha çok hastalığın tekrarını önlemeye yönelik uygulanır. Doğumun yaklaştığı dönemde genital uçuk belirtileri halen var ise HSV enfeksiyonun bebeğe bulaşabileceği ihtimali düşünülerek anne normal doğum yerine sezaryen doğuma alınmalıdır.
Herman Simpleks virüsünün farklı türleri, uçuk hastalığı olarak da bilinen deri lezyonlarına yol açtığı için gözle görülen belirtiler sayesinde tanısı kolayca konulur. Su dolu kabarcıkların klinik görüntüsü doktorun HSV tanısı koyması için yeterlidir ancak doktor gerek görür ise uçuk üzerinden alınan örnek ile kültür testi, Tzank yayması ya da kanda antikor taraması gibi laboratuvar testleri isteyebilir.
Tarama testleri sayesinde uçuğa neden olan virüsün hangi virüs tipine ait olduğu da anlaşılır. Sitolojik tanı olarak da bilinen çalışma sonucunda vücudun var olan HSV-1 ya da HSV-2 virüs tipine karşı oluşturduğu antikor değerlerine bakılabilir. Çoğunlukla cinsel temas ile bulaşan HSV-2 virüs tipi var ise başka bulaşıcı cinsel hastalıkların varlığı kontrol edilir.
Deri üzerinde su dolu kabarcık belirtileri ile ortaya çıkan uçuk hastalığı, ilaç ya da krem tedavisi ile birlikte kısa sürede iyileşse de uçuğa neden olan Herman Simpleks virüsü vücuttan atılamaz. İyileştikten sonra uyku evresine giren virüs, hastanın vücut bağışıklığının düşmesi, alkol kullanımı ve stres gibi gibi durumlarda yeniden nüksedebilir. Uçuk belirtisi ile doktora başvuran hastalara ise Episodik ve Supresif olmak üzere iki farklı tedavi yöntemi uygulanır.
Enfeksiyonun yeni ortaya çıktığı durumlarda ya da kısa süreli uçuk belirtileri görülen hastalarda antibiyotik krem ya da ilaçlar ile Episodik tedavi uygulanır. Hastalığın kronik olarak nüksettiği ve atağa geçtiği hastalarda uygulanan Supresif tedavi yönteminde ise hem atak sürelerini kısaltmak hem de enfeksiyonun yeniden oluşmasını önlemek için düzenli ilaç tedavisi uygulanır. Düşük dozda uygulanan ilaç tedavisinin süresi doktorun önerisine göre 1 yıla kadar uzayabilir.
HSV enfeksiyonuna neden olan Herman Simpleks virüsünden korunmak için herhangi bir ilaç ya da aşı bulunmamaktadır. Bu yüzden virüsten korunmak için virüsün bulaşabileceği temaslardan uzak durmak gerekir. HSV temas ile kolayca bulaşabilen bir hastalık olduğu için özellikle HSV-1 gibi yaygın türünden korunmak oldukça zordur. Herman Simpleks virüsünden korunmak için yabancılar ile tensel temasta bulunmamak, korunmasız cinsel ilişkiye girmemek oldukça önemlidir. Havlu, kıyafet gibi kişisel eşyaların başkaları ile paylaşılmaması da HSV enfeksiyonundan korunmada büyük rol oynar.
HSV enfeksiyonu tanısı konulan bireylerin çevresine karşı duyarlı ve bilgilendirici olması gerekir. Aynı alanı paylaştığı kişiler ile temasta bulunmamak, ortak havlu yerine kâğıt havlu tercih edilmesi gibi önlemler alınabilir. Geçmeyen ya da sürekli tekrar eden uçuk belirtileri var ise en kısa sürede doktora başvurarak muayene ve kontrollerin sağlanması gerekir.
HPV Genital Siğil Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Bu sitede yer alan bilgiler, kişileri bilgilendirmek amacıyla hazırlanmış olup, hiç bir şekilde hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılamazlar. Sitemiz Sağlık Bakanlığı 15/2/2008 tarih ve 26788 numaralı yönetmeliği 29. maddesine göre sunduğumuz hizmet ile ilgili konularda bilgilendirme amaçlı tanıtım ve ilan kapsamında hazırlanmıştır.
Gizlilik İlkesiHPV Genital Siğil Konusunda Bilgi Alın